Akne sivilce tedavisi nedir? Akne ve sivilce farkı nedir? Sivilce ve akne arasındaki fark nedir tedavileri nasıl yapılır? Akne, ciltteki yağ bezlerinin aşırı aktif hale gelmesi ve bu yağın (sebum) ölü deri hücreleri ile birleşerek gözenekleri tıkaması sonucu oluşur. Özellikle ergenlik döneminde hormonların etkisiyle sıkça karşılaşılan bu cilt sorunu, yetişkinlerde de görülebilir. Akne tedavisi, kişinin cilt tipine, aknenin şiddetine ve oluşum nedenlerine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Cilt temizliği, akne tedavisinin temel taşıdır. Günlük olarak, sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez cildi temizlemek, gözeneklerin tıkanmasını önler ve mevcut aknelerin iyileşmesine yardımcı olur. Cilt tipinize uygun, özellikle yağlı ciltler için formüle edilmiş bir temizleyici tercih edilmelidir. Aşırı sert temizleyicilerden kaçınmak önemlidir, çünkü cildi kurutabilir ve bu da yağ üretimini artırarak akneyi kötüleştirebilir.
Birçok kişi, cildi yağlı olduğu için nemlendirici kullanmaktan kaçınır. Ancak, uygun nemlendirme akne tedavisinde önemlidir. Cilt yeterince nemlendirilmezse, daha fazla yağ üreterek dengeyi sağlamaya çalışır, bu da akne oluşumunu artırabilir. Yağsız, su bazlı nemlendiriciler tercih edilmelidir. Benzoyl peroksit, salisilik asit ve retinoidler gibi topikal tedaviler, akne tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Bu ürünler, gözenekleri temizlemeye, bakterileri öldürmeye ve cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırmaya yardımcı olur. Ancak, bu ürünler cildi tahriş edebilir, bu nedenle kullanmadan önce bir dermatoloğa danışmak önemlidir. Beslenme alışkanlıkları, cilt sağlığını doğrudan etkiler.
Aşırı yağlı, şekerli ve işlenmiş gıdalar akne oluşumunu tetikleyebilir. Sebze, meyve, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar açısından zengin bir diyet, cilt sağlığını destekler.
Ayrıca, su tüketimini artırmak da toksinlerin atılmasına ve cildin nemli kalmasına yardımcı olur.
Stres, hormon seviyelerini etkileyerek akne oluşumunu artırabilir. Meditasyon, yoga ve düzenli egzersiz gibi stres yönetimi teknikleri, hem genel sağlık hem de cilt sağlığı için faydalıdır. Güneşin zararlı UV ışınları, cilt üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir ve akne izlerini kötüleştirebilir. Güneş koruyucu kullanmak, cildi koruyarak hem akne oluşumunu hem de izlerin belirginleşmesini önlemeye yardımcı olur. Yağsız, su bazlı bir güneş koruyucu tercih edilmelidir.
Şiddetli akne vakalarında, dermatolog tarafından önerilen profesyonel tedavi yöntemleri daha etkili olabilir. İlaç tedavileri, kimyasal peelingler veya lazer tedavileri gibi yöntemler, dermatologlar tarafından uygulanabilir ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturulabilir.
Özel Aktıp Hastanesi Cildiye branşı hekimlerinden Uzm. Dr. Anıl MAKARA, Akne Sivilce tedavisi hakkında detaylı bilgi vererek önemli uyarılarda bulundu.
Akne tedavisi sabır ve süreklilik gerektirir. Her cilt tipi ve durumu farklı olduğu için, en iyi sonuçları almak adına tedaviye başlamadan önce bir uzmana danışmak her zaman en iyisidir. Bu süreçte, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemek ve cildinize nazik davranmak da önemlidir.
Akne Sivilce Nedir?
Akne, halk arasında sivilce olarak da bilinen, ciltteki yağ bezlerinin aşırı aktif hale gelmesi ve gözeneklerin tıkanması sonucu oluşan yaygın bir cilt problemidir. Genellikle yüz, sırt, göğüs ve omuz gibi yağ bezlerinin yoğun olduğu bölgelerde görülür. Akne, sadece estetik bir sorun olmanın ötesinde, doğru şekilde tedavi edilmediğinde ciltte kalıcı izler bırakabilen bir durumdur. Akne oluşumu, genellikle cildin altındaki yağ bezlerinin sebum adı verilen yağlı bir maddeyi fazla üretmesiyle başlar. Sebum, cildi nemli ve esnek tutmak için gereklidir, ancak aşırı üretildiğinde sorun yaratabilir. Bu fazla sebum, ölü deri hücreleriyle birleşerek cilt yüzeyindeki gözenekleri tıkar. Tıkanmış gözenekler, bakteriler için ideal bir üreme ortamı sağlar ve bu da iltihaplanmaya yol açarak sivilce oluşumuna neden olur.
İlgili içerik: Yaz aylarında cilt sağlığı
Akne Sivilce Neden Çıkar?
Akne, ciltteki yağ bezlerinin aşırı aktif hale gelmesi, gözeneklerin tıkanması ve bakterilerin bu tıkanmış gözeneklerde çoğalması sonucu oluşan bir cilt sorunudur. Akne, hem ergenlerde hem de yetişkinlerde yaygın olarak görülen bir durumdur. Hormonal değişiklikler, akne oluşumunun en yaygın nedenlerinden biridir. Özellikle ergenlik döneminde, vücuttaki androjen hormonlarının seviyeleri artar. Bu hormonlar, yağ bezlerini büyütür ve daha fazla sebum üretmelerine neden olur. Sebum, cildin doğal yağını oluşturan bir maddedir. Aşırı sebum üretimi, gözeneklerin tıkanmasına yol açar ve akne oluşumunu tetikleyebilir. Kadınlarda adet döngüsü, hamilelik ve doğum kontrol hapları gibi hormonal değişiklikler de akneye yol açabilir. Genetik faktörler, akne gelişiminde önemli bir rol oynar. Ailesinde akne sorunu yaşayan bireylerin bu cilt problemi ile karşılaşma olasılığı daha yüksektir. Genetik yatkınlık, kişinin cilt yapısını, yağ bezlerinin büyüklüğünü ve sebum üretimini etkileyebilir, bu da akneye zemin hazırlar. Stres, akne oluşumunu dolaylı olarak etkileyebilir. Stres, vücutta kortizol gibi stres hormonlarının seviyesini artırır. Bu hormonlar, yağ bezlerinin daha fazla sebum üretmesine neden olabilir. Ayrıca, stresli dönemlerde cilt bakımı rutininin aksatılması veya beslenme alışkanlıklarının değişmesi de akne oluşumunu tetikleyebilir. Beslenme alışkanlıkları, akne gelişiminde önemli bir rol oynayabilir. Yüksek glisemik indekse sahip gıdalar (örneğin, şekerli ve işlenmiş gıdalar) kan şekerinde ani artışlara neden olabilir. Bu durum, insülin seviyelerini artırarak vücuttaki diğer hormonların dengesini bozabilir ve yağ bezlerinin daha fazla sebum üretmesine yol açabilir. Ayrıca, süt ve süt ürünlerinin bazı kişilerde akneyi tetikleyebileceği öne sürülmektedir.
Yanlış cilt bakım ürünleri ve kozmetikler, akne oluşumuna neden olabilir. Yağ bazlı veya komedojenik (gözenek tıkayıcı) ürünler, cildin yüzeyinde bir tabaka oluşturarak gözeneklerin tıkanmasına yol açabilir. Bu nedenle, akneye meyilli ciltler için formüle edilmiş, su bazlı ve komedojenik olmayan ürünler tercih edilmelidir. Çevresel faktörler de akne oluşumunu etkileyebilir. Özellikle kirli hava, terleme ve ciltte biriken kir, gözenekleri tıkayarak akneye neden olabilir. Ayrıca, uzun süreli güneş maruziyeti cildi kurutarak sebum üretimini artırabilir, bu da akne oluşumunu tetikleyebilir. Bazı ilaçlar, yan etki olarak akneye neden olabilir. Özellikle kortikosteroidler, lityum ve bazı antidepresanlar gibi ilaçlar, ciltte akne oluşumuna yol açabilir.
Akne/Sivilce Tipleri Nelerdir?
Sivilce, ciltte farklı şekillerde ve şiddette ortaya çıkabilen bir cilt sorunudur. Sivilcelerin türleri, oluşum biçimleri ve cildin hangi katmanlarında yer aldıklarına göre değişiklik gösterir. Sivilce tiplerini doğru tanımak, uygun tedavi yöntemini seçmek için önemlidir.
1. Komedonlar: Komedonlar, sivilcenin en temel şeklidir ve ciltte tıkanmış gözenekler sonucu oluşur. İki ana türü vardır:
• Siyah Noktalar (Açık Komedonlar): Gözenekler sebum ve ölü deri hücreleriyle tıkandığında ve bu tıkanıklık hava ile temas ettiğinde oksitlenerek siyah renge dönüşür. Siyah noktalar, cilt yüzeyinde küçük, koyu renkli noktalar olarak görülür ve genellikle burun, alın ve çene gibi yağlı bölgelerde yaygındır.
• Beyaz Noktalar (Kapalı Komedonlar): Tıkanmış gözenekler cilt yüzeyinde kapalı kaldığında beyaz veya açık renkte küçük şişlikler şeklinde ortaya çıkar. Beyaz noktalar, genellikle cilt altında sıkışmış yağ ve ölü hücrelerden oluşur ve siyah noktalardan farklı olarak hava ile temas etmediği için beyaz kalır.
2. Papüller: Papüller, iltihaplı sivilcelerin ilk aşamasıdır. Bu tür sivilceler, ciltte küçük, kırmızı, kabarık şişlikler olarak kendini gösterir. Papüller, genellikle hassastır ve sıkıldığında veya üzerine baskı uygulandığında acı verir. Papüller, gözeneklerin iltihaplanması sonucu oluşur ve içlerinde irin bulunmaz.
3. Püstüller: Püstüller, papüllerden daha ileri bir aşamadır ve içlerinde beyaz veya sarı renkli bir irin bulunur. Bu tür sivilceler, cilt yüzeyinde kırmızı ve iltihaplı şişlikler olarak ortaya çıkar ve genellikle daha belirgin ve ağrılıdır. Püstüller, enfeksiyonlu bir içeriğe sahip olduğu için sıkıldığında çevredeki dokulara zarar vererek iz bırakabilir.
4. Nodüller: Nodüller, cilt altındaki derin dokularda oluşan büyük ve sert sivilcelerdir. Nodüller, genellikle ağrılıdır ve cilt yüzeyinde büyük, sert bir şişlik olarak hissedilir. Bu tür sivilceler, ciddi bir iltihaplanmanın sonucu olarak oluşur ve cildin derin katmanlarına yayılabilir. Nodüller, tedavi edilmediğinde ciltte kalıcı izler bırakabilir ve bu nedenle profesyonel tedavi gerektirir.
5. Kistler: Kistler, sivilcenin en şiddetli ve en ciddi türlerinden biridir. Kistler, cilt altında büyük, ağrılı ve irin dolu kesecikler olarak ortaya çıkar. Kistlerin içeriği genellikle iltihaplıdır ve çevresindeki dokuya zarar verebilir. Bu tür sivilceler, genellikle iz bırakma eğilimindedir ve tedavisi için dermatolojik müdahale gerekebilir. Kistik akne, uzun süreli tedavi gerektirebilen ve sık tekrarlayabilen bir durumdur.
Sivilceli Cilt Bakımı Nasıl Olmalı?
Sivilceli cilt bakımı, cildin doğal dengesini koruyarak akne oluşumunu en aza indirmek ve mevcut sivilceleri kontrol altına almak için dikkatle uygulanması gereken bir süreçtir. Yanlış ürünlerin kullanılması veya hatalı bakım yöntemleri, sivilcelerin daha da kötüleşmesine yol açabilir. Sivilceli ciltlerde en önemli adım, cildin düzenli ve nazik bir şekilde temizlenmesidir. Cildinizi sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez temizlemelisiniz. Cilt tipinize uygun, özellikle akneye eğilimli ciltler için formüle edilmiş, salisilik asit veya benzoil peroksit gibi akneye karşı etkili bileşenler içeren temizleyiciler tercih edilmelidir. Temizleyici, cildi kurutmadan fazla yağı ve kirleri arındırmalıdır. Temizlik sırasında cildinizi ovalamaktan kaçınmalı, nazikçe masaj yaparak temizlemelisiniz. Temizlik sonrası, gözenekleri sıkılaştırmak ve cilt pH dengesini yeniden sağlamak için tonik kullanımı önemlidir. Sivilceli ciltler için alkolsüz, cildi tahriş etmeyen tonikler tercih edilmelidir. İçeriğinde cadı fındığı (witch hazel) veya niacinamide gibi sakinleştirici ve iltihap karşıtı bileşenler bulunan tonikler cilt için faydalı olabilir. Sivilceli ciltlerin de neme ihtiyacı vardır. Yağsız, su bazlı nemlendiriciler, cildin nem dengesini korumaya yardımcı olurken, sivilce oluşumunu tetikleyen fazla yağlanmayı önler. Hyaluronik asit veya gliserin gibi nemlendirici bileşenler içeren ürünler tercih edilmelidir. Ağır ve yağlı kremlerden kaçınılmalı, cildi yağlandırmadan nemlendiren hafif ürünler kullanılmalıdır. Sivilceli cilt bakımı rutininde, sivilcelerle savaşmak için özel tedavi ürünleri kullanılabilir. Benzoyl peroksit, salisilik asit, retinoidler veya çay ağacı yağı içeren topikal ürünler, akne tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Bu ürünler gözenekleri açmaya, iltihabı azaltmaya ve sivilce oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Ancak bu tür ürünler cildi kurutabileceği veya tahriş edebileceği için, dermatolog önerisiyle ve dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Sivilceli ciltler için güneş koruması çok önemlidir. Güneşin zararlı UV ışınları, sivilce izlerinin daha belirgin hale gelmesine ve ciltte kalıcı lekelere neden olabilir. Yağsız, su bazlı bir güneş kremi kullanarak cildinizi güneşin zararlı etkilerinden koruyabilirsiniz. Güneş kremi, cilt bakım rutininizin son adımı olmalı ve dışarı çıkmadan en az 15 dakika önce uygulanmalıdır. Cilt bakım rutininize haftalık peeling ve maske uygulamaları ekleyerek cildinizi daha derinlemesine temizleyebilir ve bakım yapabilirsiniz. Akneye eğilimli ciltler için formüle edilmiş, hassas ve kimyasal peelingler, ölü deri hücrelerinin uzaklaştırılmasına yardımcı olurken, kil maskeleri fazla yağı emerek gözeneklerin temiz kalmasını sağlar. Ancak, aşırıya kaçmadan haftada 1-2 kez bu uygulamaları yapmak yeterlidir. Sivilceli cilt bakımı sadece dıştan uygulamalarla sınırlı kalmamalıdır. Beslenme alışkanlıklarınız ve yaşam tarzınız da cilt sağlığını doğrudan etkiler. Dengeli bir diyet, bol su tüketimi ve stres yönetimi, sivilce oluşumunu azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, makyaj ürünlerinin cilt dostu ve komedojenik olmayan (gözenek tıkamayan) özellikte olmasına dikkat etmek önemlidir.
Sivilce Lekeleri İçin Ne Yapılabilir?
Sivilce lekeleri, sivilceler iyileştikten sonra ciltte kalan koyu renkli izlerdir ve genellikle "post-inflamatuar hiperpigmentasyon" olarak adlandırılır. Bu lekeler, sivilce sonrası cildin kendini iyileştirme sürecinde melanin üretiminin artması sonucu oluşur. Ciltteki bu lekeler zamanla solabilir, ancak bu süreci hızlandırmak ve cildin pürüzsüz görünümünü geri kazanmak için çeşitli yöntemler mevcuttur. Güneş ışığı, sivilce lekelerinin daha belirgin hale gelmesine ve iyileşme sürecinin uzamasına neden olabilir. Bu nedenle, cildi UV ışınlarının zararlı etkilerinden korumak için günlük olarak geniş spektrumlu, en az SPF 30 olan bir güneş kremi kullanmak önemlidir. Güneş kremi, ciltte yeni lekelerin oluşmasını da önleyebilir. Leke tedavisinde kullanılan bazı topikal ürünler, cilt tonunu eşitlemeye ve lekelerin solmasına yardımcı olabilir. Bu ürünlerde yaygın olarak bulunan bileşenler şunlardır:
• C vitamini: Güçlü bir antioksidan olan C vitamini, ciltteki pigmentasyonu azaltır ve cildi aydınlatır.
• Niacinamide (B3 vitamini): Ciltteki koyu lekelerin rengini açmaya yardımcı olur ve aynı zamanda cilt bariyerini güçlendirir.
• Retinoidler: Cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırarak lekelerin zamanla solmasını sağlar. Retinoidler, sivilcelerin oluşumunu da engelleyebilir.
• Hidrokinon: Güçlü bir cilt açıcı bileşen olan hidrokinon, ciltteki melanin üretimini baskılayarak koyu lekelerin rengini açar. Ancak bu bileşen genellikle dermatolog önerisi ile kullanılır.
Kimyasal peelingler, cildin üst tabakasını soyma işlemi ile ölü deri hücrelerini uzaklaştırır ve ciltteki lekelerin rengini açar. Hafif asitler (salisilik asit, glikolik asit, laktik asit gibi) içeren peelingler, cildin yenilenme sürecini hızlandırarak lekelerin görünümünü azaltır. Bu tedavi genellikle birkaç hafta düzenli kullanım gerektirir. Dermatolojik kliniklerde uygulanan mikrodermabrazyon ve lazer tedavileri, cilt lekelerinin görünümünü önemli ölçüde azaltabilir. Mikrodermabrazyon, cilt yüzeyinin mekanik olarak soyulmasını sağlayarak yeni ve sağlıklı cilt hücrelerinin oluşumunu teşvik eder. Lazer tedavileri ise cildin derin katmanlarına nüfuz ederek lekelerin giderilmesini hızlandırır. Bu tür tedaviler, genellikle birkaç seans gerektirir ve uzmanlar tarafından uygulanmalıdır. Bazı doğal bileşenler de sivilce lekelerinin hafifletilmesine yardımcı olabilir. Örneğin, aloe vera jelinin yatıştırıcı ve yenileyici özellikleri ciltteki lekeleri hafifletebilir. Limon suyu ise ciltteki koyu lekeleri açıcı etkisiyle bilinir, ancak doğrudan güneş ışığına maruz kalmadan önce uygulanmamalıdır, çünkü cildi hassaslaştırabilir. Bal ve yoğurt gibi doğal malzemeler de cildi nemlendirerek ve besleyerek leke görünümünü azaltabilir. Cilt nemli tutulduğunda, kendini daha hızlı yeniler ve lekelerin solması hızlanır. Hafif, yağsız ve non-komedojenik nemlendiriciler kullanarak cildin nem dengesini koruyabilirsiniz. Hyaluronik asit içeren nemlendiriciler, cildi derinlemesine nemlendirerek iyileşme sürecine katkıda bulunur.
Yayın tarihi: 13.Eylül.2024
"Bu içeriğin geliştirilmesinde Aktıp Hastanesi uzman hekimleri katkı sağlamıştır. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz."